çok çok

Turkish-English Translation

  1. at the most
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

çok az
by a short head
çok az
scarcely Adverb
en çok
most
en çok
particularly Adverb
en çok
furthest
çok
terribly Adverb
çok
thick
çok
well
çok
galore
çok
vastly Adverb
çok
lavish
çok
profuse
çok
infinite
çok
multitudinous
çok
many
çok
teeming
çok
a power of
çok
too
çok
blooming
çok
only Adverb
çok
much
çok
highly Adverb
çok
only too
çok
great
çok
enormous Adjective
çok
sorely
çok
unsparing
çok
devilish
çok
numerous Adjective
çok
awfully Adverb
çok
profusely
çok
good
çok
very
çok
overly Adverb
çok
rich
çok
large
çok
bountiful
çok
like blazes
çok
wildly Adverb
çok
terrifically
çok
copious Adjective
çok
thumping
çok
substantially Adverb
çok
downright
çok
too much
çok
handsome
çok
molto Music
çok
too many
çok
socking
çok
plentiful
çok
abounding
çok
plenteous
çok
pretty
çok
profusive
çok
rattling
çok
rife
çok
round
çok
substantive
çok
terrible
çok
troppo
çok
all
çok
big
çok
considerable
çok
dirty
çok
due
çok
ever so
çok
hard
çok
high
çok
jolly
çok
nimious
çok
old
çok
vast
çok ağlayan
lachrymose Adjective
çok amaçlı
multi-purpose
çok amaçlı toplum merkezi (ÇATOM)
Multipurpose Community Center Proper Name, Organizations
çok aşamalı
multiphase
çok aşamalı
multistage
çok beğenilen
favourite
çok beğenmek
to be wild about Verb
çok berbat
fierce
çok büyük
profound
çok büyük
terrific
çok büyük
resounding
çok çabuk
like a bat out of hell
çok çalışmak
to work yourself into the ground Verb
çok çalışmak
to graft Verb
çok çalışmak
to break one's back Verb
çok cepheli
all- round
çok çirkin
monstrous Adjective
Çok da uzak olmayan bir geçmişte
In the not-so-distant past Adverb
Çok da uzak olmayan bir gelecekte
In the not-so-distant future Adverb
çok dikkatli
precise
çok dikkatli
meticulous Adjective
çok dilli
multilingual
çok disiplinli
multidisciplinary
çok dürüst
above suspicion
çok duyarlı
sore
çok eski
high
çok eşlilik
polygamy Noun, Sexuality
çok esprili
full of jest
çok etkilemek
to overpower Verb
çok fazla
dreadfully Adverb
çok fazla
greatly Adverb
çok fazla
enormous Adjective
çok fazla
vastly Adverb
çok fazla
hugely
çok fazla
closely Adverb
çok geçmeden
soon
çok gizli
strictly confidential
çok gizli
top secret
çok gizli
strictly off the record
çok görmek
to deny Verb
çok gülmek
to kill yourself laughing Verb
çok gülünç
hilarious Adjective
çok güzel
far out
çok güzel
luscious Adjective
çok güzel
seraphic
çok güzel
gorgeous Adjective
çok haksız
monstrous Adjective
çok hasislik
penny wisdom
çok hasta
dog sick
çok hızlı
like a bomb
çok hızlı
furious Adjective
çok ince
tenuous Adjective
çok istekli
earnest
çok istemek
to look forward Verb
çok itici
grotty
çok iyi
wonderful
çok iyi
great
çok karılılık
polygamy
çok kıymetli
golden
çok kıymetli
unvaluable
çok korkmak
to dread Verb
çok koşturmak
to press Verb
çok kötü
dreadful
çok kötü
rotten
çok küçük
minuscule
çok küçük
tiddling
çok küçük
midget
çok kullanıcılı
multiuser Information Technology
çok kuvvetli
tremendous Adjective
çok lezzetli
luscious Adjective
çok marifetli
ambidextrous Adjective
çok merkezlilik
polycentrism
çok miktar
quantity Noun
çok miktarda
generously Adverb
çok muhtemel
presumable
çok öfkelenmek
to raise caine Verb
çok önemli
acute
çok önemli
of prime importance
çok önemli
crucial
çok önemli
momentous Adjective
çok övmek
to be profuse in one's praise Verb
çok özenli
assiduous Adjective
çok parlak
vivid
çok pişmiş
overcooked
çok rahat
luxurious Adjective
çok resmi
stilted
çok sağlıklı
topping
çok sarhoş
stoned
Çok şaşırdım.
Didn't see that coming. Exclamation, Idioms
çok şaşırtmak
to knock for six Verb
çok satan ürün (özellikle kitap)
bestseller Noun, Commerce
çok sayıda
liberally
çok sert
flinty
çok sıcak
piping hot
çok sıcak
violent heat
çok şiddetli
tremendous Adjective
çok şiddetli
towering
çok silindirli
multicylindred
çok soğuk
frigid
çok soğuk
glacial
çok soğuk
freezing
çok tehlikeli
fatal
çok teklif
ample offerings
çok tembel
bone idle
çok titiz
rigorous Adjective
çok türlü
heterogeneous Adjective
çok ünlü
megastar
çok uyrukluluk
multiple nationality Noun, International Law
çok yakışıklı
gorgeous Adjective
Çok yaşa.
Bless you. Exclamation, Idioms
çok yemek
to stuff yourself Verb
Çok yıllık (uzun ömürlü) bitkisel ürünlerin yetiştirilmesi (NACE kodu: 01.2)
Growing of perennial crops (NACE code: A1.2) Noun, Trades-Professions
çok yönlü
ambidextrous Adjective
çok yorgun
zonked
çok yorgun
dead beat
çok yüksek
towering
çokdillilik
multilingualism Noun, Language-Literature
çokeşlilik
polygamy Noun, Sexuality
çoksatar
bestseller Noun, Commerce
daha çok
rather
Diğer çok yıllık (uzun ömürlü) bitkisel ürünlerin yetiştirilmesi (NACE kodu: 01.29)
Growing of other perennial crops (NACE code: A1.2.9) Noun, Trades-Professions
fazla ileri gitmek
to overstep one's bounds Verb, Idioms
fazla ileri gitmek
to overstep one's boundaries Verb, Idioms
gereğinden çok
supernumerary
sayıca çok
great
uzun süredir çok satan ürün (özellikle kitap)
longseller Noun, Commerce
Turkish-English phrases from Zargan's own database

çok
Miktârı, derecesi ve niteliği belli bir ... az olmayan, fazla, ziyâde